12 Mayıs 2017 Cuma

Anneler Günü Ne Zaman Kutlanır?



Sanırım bugün bir anne adayı olarak ilk anneler günümü kutlayacağımı fark edince biraz duygusala bağladım. İzlediğim her anneler günü videosunda, reklamında gözlerim doldu, itiraf ediyorum bazılarında da ağladım. Hormonlardan hep bunlar, hormonlardan. Yoksa ben böyle şeylerde hayatta duygulanmam (yersen).
Neyse efendim, bütün bu farkındalıkla birlikte bir de soru peydah oldu durup dururken. Doğurmadan anne olunur mu? Anneler gününü kutlamak kimlere caizdir? Acısı, sancısı, cefası çekilmeden anneler günü kutlanır mı?

Benim duygumu sorarsanız ha koynumda taşımışım, ha karnımda, benim için ikisi de aynı şey. Sonuçta artık içimde var olan kendi çocuğum. Cefasına da gelince, kendi çorabımı giymekten aciz hale geldim, yatakta sağımdan soluma dönünce kendime madalya veresim geliyor, daha ne cefası yani. Gittikçe evrimleşen vücuduma değinmiyorum bile. Haaa kendimi anne gibi hissediyor muyum derseniz, çok sayılmaz. Sanki oyun oynuyormuşuz da her an büyü bozulabilir, oyun bitebilirmiş gibi geliyor. Bazen kızım karnımda kıpırdandığında, kendisini hıçkırık tuttuğunda, onun içimdeki hareketlerini hissettiğimde tuhaf bir duygu yaşıyorum. Tüm annelik süreci o duygudan mı ibaret yoksa çok farklı bir boyutu mu var, bu duygu gerçek annelik duygusunun yanından bile mi geçmiyor cidden bilmiyorum. Hepsinin yaşayıp öğreneceğiz. Ama belki de insanın kendini şımartarak, çocuğunun peşinde koşmadan, onunla ilgili bir kaygı duymadan, her şeyiyle güvende ve mutlu olduğunu bilerek hayatında kutlayabileceği tek anneler günü budur.

Kutlayacaksın da ne yapacaksın derseniz, kendime kızım adına küçük bir hediye veririm (ki ben kendi doğum günümde bile kendime hediye alan insanım, normal yani bu durum merak etmeyin :), kendimi günün kraliçesi ilan ederim, sevgili kocama da görevinin beni şımartmak ve mutlu etmek olduğunu sık sık hatırlatırım (aslında bunu her gün zaten yapıyorum). Sonuçta benim mutluluğum çocuğumuzun mutluluğu yani :) . Zaten benim bu deliliklerimi sevimli bulabilecek tek insanla evlenmiş olabilirim.

Acaba şu an anne olan sizler ilk anneler gününüzde ne yaptınız, ne hissettiniz? Çocuğunuz karnınızda mıydı, kucağınızda mıydı? Anneler günü kutlamak için ben bir yıl daha mı beklemeliyim? Sanırım bunu anne olmuş arkadaşlara (bir bilene) sormakta yarar var.

9 Mayıs 2017 Salı

O Artık Bir Anne Adayı

Efendim ne çok olmuş bu sayfaya bir şeyler yazmayalı. Neredeyse iki buçuk yıldır uğramamışım. Çocuk kitaplarına ve tatil yazılarına ağırlık verdiğimden oluyor hep bunlar ( bu arada bakmak isterseniz www.tatilicinyasiyoruz.com ). Ama insan hayatında bu denli yenilikler varken de yazmadan edemiyor.

Evet bir çok genç ailede olduğu gibi bizim ailede de bir genişleme ve bunun getirmiş olduğu heyecan var. Yolun çoğu gitti azı kaldı ama söylenenlere göre en zorlu dönemece girmişim. Gerçi her dönemeç için herkes farklı yorumlar yaptı, bende hiç biri tutmadı o ayrı.

Bugün itibarıyla 23 hafta 5 günlük hamileyim. Bir kızımız olacak.

Sevgili dostlar ne zormuş hamilelik dedikleri şey. İki gün sonra tam altı ayını doldurmuş bir hamiş olaraktan vücudumda meydana gelen değişimleri hayretler içerisinde takip ediyorum. Resmen küçük bir fil yavrusuna doğru evrilmek üzereyim. Öyle ilk aylar miğde bulantısı, yemekten tiksinme gibi durumlar bende söz konusu bile olmadı. İştahım bir açıldı, pir açıldı. Hayatta sevmem dediğim o hamur işleri, tatlılar nasıl lezzetli geliyor anlatamam. Hamur işi hamur işi olalı böyle lezzetli olmadı. Ben ki doğum günlerinde ayıp olmasın diye yaş pastaları kenarından zorla kemiren insan. Sabahları poğaça, börek miğdeme oturuyor, rahatsız ediyor, sadece hamur yiyormuşum gibi hissediyorum diye yüzüne bakmayan insan. İşte insan ne oldum demeyecek arkadaş.

Yanımda beni durdurmak şöyle dursun sürekli "ye bebeğim ne olacak, bence böyle çok güzelsin, bak ne güzel oldun" diye motive eden bir eş, "Doğumdan sonra verirsin kızım, çocuğa yarıyor onlar çocuğa, bir şey olmaz" diyen anne ve kayınvalide var. Kesin doğumdan sonra da "ay sen çocuk emziriyorsun" diye ağzıma tıkar bunlar yemekleri. Kiloları veremeyip yememi durduramayınca da kesin arkamdan fısır fısır "ay bu da hiç boğazını tutamıyor, çok kilo aldı" diye konuşur bunlar. Neyse sanırım ben bu kilo olayını biraz fazla takıyorum. Ne yapayım her şeyi yemek geliyor içimden ve bir türlü doymuyorum. Ben ki yıllarca insanların " ayy çok zayıfsın ama" söylemlerinin bitmesi için kilo almaya çalışmış bir insanım. Hep o zayıfsın diyenler yaktı beni.

Doktoruma gelince sormayın efendim bir rahat bir rahat, "oo çok iyi gidiyorsun, sen hiç kilo almamış gibisin zaten, gayet iyi altı kilo daha alırız bitene kadar yeter (daha hamileliğin bitmesine dört ay var), ama hamur işi, karbonhidrat, tatlı yeme (kolaydı söylemesi, sırf sen yasakladın diye artık her gün yiyesim geliyor), normal doğum mu sen doğurursan ben doğurturum nolacak, doğuracak olan sensin sonuçta vb." söylemleriyle beni benden alıyor. Gerçi iyi gelmiyormu derseniz geliyor ama beni kim frenleyecek, kim durduracak. Ben bu hamileliği kazasız belasın nasıl atlatacağım hiç bir fikrim yok cidden.

Neyse bence şimdilik bu kadar yakınma yeter. Bir sonraki yazıda da hamileliğin nasıl bir prenseslik olduğunu, güzel yanlarını yazarım. Bir ara da bu süreçte neler yaptım neler hazırladım onları paylaşacağım :)